Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca, Kara ile belediye başkan yardımcıları, meclis üyeleri ve iş insanlarının da aralarında olduğu 11'i tutuklu 41 sanık hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.
Başsavcılığın hazırladığı iddianame, Manavgat 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Manavgat Belediyesi'ne yönelik 'yolsuzluk', 'rüşvet' ve 'irtikap' operasyonu
İddianamede, görevden uzaklaştırılan Niyazi Nefi Kara'nın, kamu gücünü kullanarak bir araya getirdiği kişilerle "suç örgütü kurmak", "rüşvet almak", "zimmet" ve "irtikap" suçlarının birincil sorumlusu olduğu belirtildi.
"Rüşvet" suçuna ilişkin ayrıntılara dikkat çekilen iddianamede, Manavgat Belediyesi'nde 2024-2025 yılları arasında belediyedeki bazı izin, ruhsat ve imar işlemlerinde görevli kamu personeli ile yöneticilerin, bu süreçleri hızlandırmak veya usulsüzlükleri görmezden gelmek karşılığında menfaat sağladıkları ileri sürüldü.
Tutuklanan Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara
Bu eylemlerin, Kara'nın yöneticiliğinde oluşturulduğu öne sürülen bir yapı tarafından organize edildiği savunulan iddianamede, "rüşvet gelirlerinin paravan şirketler aracılığıyla resmileştirildiği", belediye başkan yardımcıları, yakın akrabalar ve bazı müdürlerin de buna yardımcı olduğu iddia edildi.
Kara'nın talimatları ile bazı şüphelilerin otel ruhsatı, imar izni ve iş yeri açma belgeleri karşılığında para talep ettikleri, "hizmet bedeli" veya "bağış" adı altında alınan bu paraların belediye hesaplarına ya da üçüncü şahıslar üzerinden aktarıldığı kaydedildi. Bazı şüphelilerin paraları konut veya araç alımında kullandığına dair tespitlerin yer aldığı iddianamede, MASAK raporları, banka hareketleri, tapu kayıtları ve tanık ifadeleri gibi delillerle "rüşvet" suçunun zincirleme şekilde işlendiği savunuldu.
İddianamede, örgüt yöneticisi olarak nitelenen Kara'nın yeğeni Hüseyin Cem Gül'ün de rüşvet alınması, paraların paylaştırılması ve yasallaştırılması süreçlerinde rol aldığı öne sürüldü.
ÖRGÜT YAPISI VE HİYERARŞİ
Eski belediye başkan yardımcısı Mehmet Engin Tüter, belediyenin eski yapı kontrol müdürü H.K ile iş insanı M.K. gibi isimlerin de "rüşvet alma veya verme" suçlarını işlediğine dair örneklerin yer aldığı iddianamede, suç örgütü yapısına dair bölümler, savcılığın tespit ettiği hiyerarşik düzen ayrıntılı biçimde açıklandı.
İddianamede, Manavgat Belediyesi içinde çıkar amaçlı bir suç örgütü kurulduğu, örgütün yöneticiliğini Kara'nın yaptığı ileri sürüldü.
Kara'nın etrafında oluşturulan yapının dikey bir hiyerarşiye sahip olduğu belirtilen iddianamede, "Belediye içindeki karar ve izin süreçleri bu hiyerarşi üzerinden yönlendirilmiş, işlemler 'örgüt yöneticilerinin talimatlarıyla' yürütülmüştür. Akrabalık ve güven ilişkilerine dayalı olarak yakın çevresini belediyede kilit pozisyonlara getiren Niyazi Nefi Kara, örgütü de bu kişiler aracılığıyla yönetti." denildi.
Manavgat Belediyesi'ne yönelik 'yolsuzluk', 'rüşvet' ve 'irtikap' operasyonu
Buna örnek olarak herhangi bir resmi görevi olmamasına rağmen belediye başkanı ile direk irtibat kuran Kara'nın yeğeni Hüseyin Cem Gül'ün, imar ve ruhsat işlemlerindeki rüşvet temaslarını organize ettiğine dair iddialar gösterildi.
Kara'nın eşinin yeğeni ve aynı zamanda o dönem belediye başkan yardımcısı olan S.C.B. ise imar ve inşaat izin süreçlerinde çıkar sağlamakla suçlandı.
Niyazi Nefi Kara'nın iddiaları kabul etmediği, akraba ve yakınlarına görev vermesini ise "geçmiş dönem yapılan yolsuzlukların önüne geçmek" olarak açıkladığı aktarılan iddianamede şu değerlendirmeler yapıldı:
"Her ne kadar resmi bir hiyerarşi içinde olsalar da şüpheliler kamu gücünü kullanmak suretiyle suç işlemek amacı ile bir iştirak iradesi ortaya koyuyor. Bu kişilerin soruşturmaya konu rüşvet, irtikap ve zimmet suçlarını işlemek için bir gizli anlaşma ve birliktelik içerisinde hareket ettikleri, aralarında iş bölümü oluşturdukları ve eylemlerin gizli, süreklilik arz edecek şekilde, emir talimat zinciri içerisinde gerçekleştirildiği anlaşılıyor. Şüphelilerin oluşturduğu bu yapı Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesinde tanımlanan 'Çıkar amaçlı suç örgütü' yapısıdır. Niyazi Nefi Kara'nın eski belediye başkanlığı döneminde önemli kademede bulunan kişileri tasfiye ederek yerlerine tanıdığı, güvendiği kişileri getirmesinin amacı, suçların sürekliliğinin sağlanması, gizli kalması ve kuracağı örgüt içerisinde dediklerinin harfiyen uygulanmasıdır. Manavgat Belediyesinde hiçbir resmi görevi bulunmayan yeğeni Hüseyin Cem Gül'ü gayri resmi de olsa belediyede önemli bir konuma getiren Kara, tüm akçeli işleri kendisini gizlemek amacıyla Hüseyin Cem Gül üzerinden yürüttü."
İddianamede ayrıca, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri tarafından 4 Temmuz'da yapılan operasyonda 110 bin avro rüşvet parası ile suçüstü yakalandığı anlara ilişkin görüntüleri de ortaya çıkan eski belediye başkan yardımcısı Mehmet Engin Tüter'in etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini beyan ederek ikrarda bulunduğu bilgisi yer aldı.
Bu doğrultuda, Kara'nın belediye başkanı seçildikten sonra kendi yakınları ile ekip oluşturduğu, yeğeni belediye çalışanı B.Ş'nin de rüşvet mekanizmasının uygulayıcılarından biri olarak, doğrudan aldığı talimatları uyguladığı iddia edildi.
Tüter'in ifadesinde, ekip içindeki Kara'nın yakını S.C.B'nin yapının içinde belediye başkan yardımcısı yapıldığı, arkadaşı D.D'nin Manavgat Belediyesine bağlı iştirak olan bir firmanın yetkilisi olduğu, yeğeni Hüseyin Cem Gül'ün ise herhangi bir resmi görevi olmamasına rağmen aktif görev aldığına dair bilgi verdiği kaydedildi.
M.K, İ.G, H.K, M.A.F, M.T, M.O.K, G.Ö, K.Ö ve A.T, gibi diğer şüphelilerin de rüşvetin toplanması, dağıtılması ve "resmileştirilmesi" süreçlerinde rol aldıkları, örgüt yöneticileri ile organize bir yapı içinde hareket ettikleri ileri sürüldü.
En az üç kademe içeren bir ast-üst ilişkisine dikkat çekilen iddianamede, örgütün akrabalık ve güven esasına dayalı kapalı bir yapı olduğu bilgisine yer verildi. Bu yapının, rüşvet gelirlerini yasallaştırmak için şirketler ve bağışlar üzerinden para akışı sağladığı, faaliyetlerin süreklilik arz ettiği belirtilerek, bu nedenle sanıkların "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçundan cezalandırılması talep edildi.
İDDİANAMEDEKİ DELİL VE TANIK ANLATIMLARI
İddianamedeki delil ve tanık anlatımları bölümü de beyan, belge ve teknik incelemeleri içeriyor.
MASAK raporlarında, 29 Nisan 2025'te bir otelin hesabından 370 bin avronun Kara'nın eşi tarafından nakit çekildiği, bir başka otel sahibinden alındığı iddia edilen 1 milyon 250 bin avroluk bir rüşvetin de iskan işlemleriyle bağlantılı olarak dağıtıldığı bilgisine atıf yapılan iddianamede, paranın bir kısmının külçe altına çevrilip bir depoda saklandığının tespit edildiği, yapılan aramalarda 3 kilogram altın, 500 bin avro ve 153 bin dolar ele geçirildiği kaydedildi.
Banka ve tapu kayıtlarının incelemesinde Hüseyin Cem Gül ve iş insanı İ.G'ye ait hesaplarda kaynağı belirsiz nakit yatırımlar, araç alımları ve şirket hesapları üzerinden yapılan yüksek tutarlı transferler belirlendiği aktarılan iddianamede, tanık ve bilgi sahibi ifadeleri de yer aldı.
Bir otel sahibinin ruhsat ve sahil işletme izinleri için belediye başkanının yeğeni Hüseyin Cem Gül'ün talep ettiği 300 bin avro rüşveti elden verdiğini beyan ettiğine dair ifadenin yer aldığı iddianamede, tanık Ş.I'nın da otel inşaatına göz yumulması karşılığında 370 bin avro ödediği, bu paranın daha sonra geri istendiği, iade sürecinin de MASAK kayıtlarıyla doğrulandığı bilgisi verildi.
Manavgat Belediyesi'ne yönelik 'yolsuzluk', 'rüşvet' ve 'irtikap' operasyonu
Belediyeye bağlı Manavgat Spor Kulübü'ne teslim edilmeyen mallara karşılık 112 bin lira sahte fatura düzenlendiği ve bu faturaların kulüp yöneticilerince onaylandığına dair ifadelerin yer aldığı iddianamede, Hüseyin Cem Gül'ün eylemlerine dair teknik takipte para teslimi yaptığı yer ve zamanın baz kayıtlarıyla doğrulandığı kaydedildi.
Olaylara ilişkin yasal dinleme çözümleri, ses kaydı ve WhatsApp yazışmalarının da soruşturma dosyasına delil olarak girdiği vurgulanan iddianamede, sanıklardan Demir Demir'in bir kişiyle yaptığı telefon görüşmesinde, belediyeden elini ayağını çektiğini, Kara'nın kendisinin tanıdığı gibi bir insan olmadığını, "Adam tam bir hırsız" şeklinde yaptığı konuşma kayıtlarına yer verildi.
Müşteki Z.S'nin kendisinden Niyazi Nefi Kara'nın bilgisi dahilinde olduğu söylenerek D.D. tarafından istenen 200 bin avroyu otelinin iskanında problem çıkarılacağı korkusuyla 21 Ocak'ta verdiğine dair şikayeti de iddianamede yer aldı.
İddianamede, Z.S ile başka bir otelin sahibi K.B'nin de Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığına gelerek ellerindeki bilgi ve belgelerle sanıkların "rüşvet" istedikleri beyanıyla şikayetçi oldukları bilgisi aktarıldı.
İmar, ruhsat ve inşaat izinleri, spor kulübü ödemeleri ve sponsorluklar, otel işletmelerine ait iskan ve çevre izinleri, sahte faturalar üzerinden gerçekleştirilen para akışları gibi işlemlerin incelendiği, MASAK raporları, banka dekontları, tapu ve araç kayıtları, tanık ifadeleri, HTS ve ses kayıtlarının delil teşkil ettiği belirtilen iddianamede, bütün bunların ışığında tüm sanıkların eylemlerinin örgüt faaliyeti kapsamında gerçekleştirildiği iddia edildi.
Cezaların buna göre artırımlı uygulanması talep edilen iddianamede, ayrıca kamu zararının giderilmesi, mal varlıklarının dondurulması ve yargılama süresince de tutuklu sanıkların bu durumunun devam etmesi istendi.
İddianamede sanıklar Niyazi Nefi Kara, Hüseyin Cem Gül ve Mehmet Engin Tüter'in 31 yıldan 69 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Diğer şüphelilerin ise suçların mahiyetine göre değişik sürelerde hapisle cezalandırılmaları istendi.
Manavgat Belediyesi'ne yönelik 'yolsuzluk', 'rüşvet' ve 'irtikap' operasyonu
'TAMAM SEN BAŞLA SONRA BAKARIZ'
Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak, Manavgat 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede; turizmci iş insanı Zafer Süral 'müşteki' olarak ifade verdi. Uzun yıllardır inşaat işlerini Cengiz Coşar'ın yaptığını, lojman yapım işini belediyenin baskısıyla Mehmet Ali Fansa'ya verdiğini, Coşar'ın bu duruma bozulduğunu, sonrasında Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Engin Tüter ile Niyazi Nefi Kara'nın yeğeni Hüseyin Cem Gül'ün kendisini şantiyeye çağırdığını kaydeden Zafer Süral, ifadesinde, şunları kaydetti:
"Gittiğimde araç içerisindeydiler. Araçlarına bindim. Bana işi, Cengiz Coşar'a verebileceğimi söylediler. Cengiz Coşar ile de yaptıkları pazarlıkta toplam brüt kazancın yüzde 30'unu istemişler. Cengiz Coşar da o kadar veremeyeceğini, yüzde 5 veya yüzde 10 verebileceğini söylemiş. Onlar da 'Tamam sen başla sonra bakarız' demişler. Bu şekilde ince işçilik ve seramik işleri için Cengiz Coşar ile elimde en ucuz teklifin yüzde 5 fazlasına anlaştım. Cengiz de benden fazla almış olduğu bu parayı Engin Tüter ve Hüseyin Cem'e verecekti."
'YÜZDE 30'U NAKİT OLARAK VERMEM GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİLER'
Cengiz Coşar ise savcılıktaki ifadesinde, bu görüşme sonrasında Hüseyin Cem Gül ve Mehmet Engin Tüter ile buluştuğunu belirterek, "Bana işin bende olduğunu, fakat bu iş nedeniyle belediyeye toplam brüt kazancın yüzde 30'unu nakit olarak vermem gerektiğini söylediler. Ben de en fazla yüzde 10 kazandığımı, bu paranın yüzde 30'unu kendilerine veremeyeceğimi söyledim. Engin Tüter de bana 'Sen işi bitir sonrasına bakarız' dedi. Bu şekilde konuşup, oradan ayrıldık" dedi.
'NE KADAR VAR'
İddianamede; Zafer Süral ve Cengiz Coşar'ın suç duyurusunda bulunmasının ardından 4 Temmuz günü belediyeye giden Cengiz Coşar'ın, Mehmet Engin Tüter'in ofisine girdiği, içerisinde 110 bin avro olan baklava kutusu ile viski bulunan siyah karton poşeti Tüter'in ayağının dibine koyduğu kaydedildi. Cengiz Coşar'ın Tüter'e, "Burada şey var abi, altında, Zafer abinden şey olan var ya komisyon" dediği, Tüter'in "Ne kadar var?" diye sorduğu ve "110 bin avro var" cevabını aldığı, sonra da Coşar'a yönelik "Tamam sen bir yere bir şey deme" dediği şeklindeki konuşmaları iddianameye yansıdı.
'BOŞLUĞUMA GELDİĞİ İÇİN PARAYI KABUL ETTİM'
İddianamede, Mehmet Engin Tüter'in olayla ilgili alınan ifadesi de yer aldı. Tüter, Cengiz Coşar'ın Zafer Süral'ın lojman yapım işinin başkasına verilmesine bozulduğunu kendisine ilettiğini, bunun üzerine kendisinin de işin Coşar'a verilmesi noktasında ricacı olacağını söylediğini anlattı. Tüter, ifadesinde şunları kaydetti:
"Komisyon konusunda ilk teklif, Cengiz Coşar'dan geldi. Orada oran konusunda bir anlaşma olmadı. Durumu Zafer Süral'a ileteceğimi, işin kendisine verilmesi konusunda ricacı olacağımı söyledim. Hüseyin Cem Gül ile birlikte Zafer Süral'ın yanına gittik. İşin ince işçilik kısmını Cengiz Coşar'a vermesi konusunda ricacı oldum. O da ilerleyen süreçte işi Cengiz Coşar'a vermiş. Aynı gün ben Hüseyin Cem Gül ile birlikte Cengiz Coşar ile görüşmeye gittim. Cengiz Coşar'a normal şartlarda kazanılan paranın yüzde 20'sinin verildiğini fakat gönlünden ne koparsa verebileceğini söyledim. Hatta 'Vermesen bile olur' dedim. Oradan ayrıldım. İnşaat bittikten 3- 4 ay sonra kendisi beni aradı. Paranın hazır olduğunu söyledi. Ben de 'Gerek yok' dedim. Yaklaşık 10 gün önce de ofisime geldi. Parayı vermeyi teklif etti. Ben de 'Acele etme' dedim. Kendisini geçiştirdim. 4 Temmuz 2025 tarihinde de belediyeye gelerek bana bir paket verdi. Paketin içerisinde viski ve baklava kutusu vardı. İçinde para olduğunu söyledi. Ben o esnada boşluğuma geldiği için parayı kabul ettim. Kendisini yolcu ettikten sonra durumdan şüphelendim, bana kumpas kurulduğunu düşündüm. Kendisi çıktıktan hemen sonra iade etmek için koridora çıktım fakat oradan ayrılmıştı. Akabinde de polis ekipleri baskın yaptı."
NİYAZİ NEFİ KARA: BİLGİM VE ONAYIM DAHİLİNDE DEĞİLDİR
İddianamede yer alan Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara'nın ifadesinde ise "Cengiz Coşar'ı tanımıyorum. Cengiz Coşar'ın Hüseyin Cem Gül ve Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Engin Tüter tarafından Zafer Süral'a yönlendirilip yapılacak olan inşaattan Cengiz Coşar'ın kazandığı paranın belli bir kısmını komisyon olarak istemeleri konusundan haberim yoktur. Ben Mehmet Engin Tüter'in bu olay nedeniyle Cengiz Coşar'dan 110 bin avro alırken suçüstü yakalanması akabinde bu olaydan haberdar oldum. Bu olay kesinlikle benim bilgim ve onayım dahilinde değildir. Benim Mehmet Engin Tüter'in işlemiş olduğu eyleme kesinlikle iştirakim söz konusu değildir" dedi.
SORUŞTURMA
Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca otel tadilatı, inşaat ruhsatı ve iskan başvurularıyla ilgili rüşvet alındığı iddiası üzerine başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan Niyazi Nefi Kara, belediye başkan yardımcıları, meclis üyeleri ve iş insanlarının da aralarında bulunduğu 11 kişi tutuklanmış, 30 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Alınan ifadeler, ele geçirilen belge ve deliller ışığında genişletilen soruşturma kapsamında Cumhuriyet Savcısı gözetiminde yapılan yer gösterme ve arama işleminde, zirai depoda gizlenmiş 3 kilogram külçe altın, 500 bin avro ve 153 bin 160 dolar bulunmuştu.
KAYNAK A HABER